26.08.2009

Yemeksepeti : "Ne yediğiniz bizi hiç ilgilendirmiyor"

Yemeksepeti.com güzel bir fikir. Çevrenizdeki tüm restaurant ve fast food'ları bir yerden görme ve arasından seçim yapma imkanı veriyor. Üstelik bu aracılık için sizden ek bir ücret de talep etmiyor.

Son kullanıcı olarak nasıl bir sistem kurduklarını, sisteme üye olan firmalarla ilişikilerini hangi seviyede tuttuklarını hiç bilmiyorum, bilmem de gerekmiyor. Benim tek istediğim siteden siparişi vermek, belirtilen makul sürede siparişimin elime geçmesini beklemek, ve ücretini de kapıda ödemek.

Her sistem çalışırken güzeldir. Ama sorun çıktığında bunun halledilebilir olması o sistemi daha da güzel yapar. Yemeksepeti sorunlarla nasıl ilgileniyor?

Birkaç hafta önce yine Yemeksepeti.com üzerinden bir sipariş verdim. Siparişimin üzerinden uzun süre (~ 50 dk) geçmesine rağmen elime ulaşmayınca siteden canlı destek sayfasına girerek bir yetkili ile "chat" yaptım. Yetkili sipariş verdiğim firmayı arayarak durum bilgisi aldı ve siparişimin yolda olduğunu söyledi. Sipariş verdiğim yerin evime yürüyerek 10 dk. uzaklıkta olmasına rağmen bu gecikme ilginçti. Ama yaklaşık 1 saat sonra siparişim kapıdaydı. Acıkmış olmanın verdiği acelecilikle bu konuyu daha fazla uzatmadım; siparişi teslim alarak borcumu ödedim. Televizyon karşısına geçerek paketleri açtım ve yemeye başladım. Ama bir süre sonra yediklerimin sipariş verdiğim şeyler olmadığının da farkına vardım. Sipariş verdiğim şey ekmekle servis edilen, yanında birkaç çeşit garnitürü olan bir yiyecekti. Elime geçense ekmeksiz ve garnitürsüz yalın bir yiyecekti. Benden aldıkları bedel de bana teslim edilenin değil, sipariş verdiğim ürünün bedeliydi.

Bu durumu Yemeksepeti'ne bildirdiğimde aldığım cevap "firma yetkililerine bildirilecek ve gün içinde size cevap verilecek" şeklinde oldu. Aynı gün cevap alamdım ve 3 gün sonra bir hatırlatma daha yaptım. Aldığım mesaj ilkinin kopyası gibiydi. Şu an olayın üzerinden 3 hafta geçti ve bana kimse birşey bildirmedi.

Demek ki çalışan sistem güzel, ama sorun çıkınca kimse sorunla nasıl ilgileneceğini bilmiyor. Ya da sorun çözmekle ilgili bir politikaları yok. Sitenin başlığına "Kredi kartınız bizi hiç ilgilendirmiyor" yazmak çok havalı duruyor. Ama bundan sonraki sloganınızı "Ne yediğiniz bizi hiç ilgilendirmiyor" olarak seçmeniz yaptığınız işi daha iyi tarif edecektir!

24.08.2009

32 bitlik sistemler ve bellek sınırları

Windows ve diğer işletim sistemlerinin 64 bitlik sürümlerini duymuşsunuzdur. Sistem tasarımında 64 bitlik adres ve veriyolu kullanan bu yeni sistemlerin 32 bitlik sistemlere göre bir seferde daha fazla (2 kat) veri aktarabilecekleri fikri, başta herkes gibi bana da daha hızlı bir sistem çağrışımı yapmıştı. Zaman geçtikçe sağda solda benchmark testleri, 32 bitlik sistemlerle 64 bitlik sistemlerin performans açısından ciddi farklar sağlamadığını (hatta bazı özel durumlarda daha bile yavaş kaldıklarını) gösterdi. Peki 64 bitin avantajı neydi?

32 bitlik bir adres ve veriyoluna sahip bir mikroişlemcinin adresleyebileceği azami alan 4 GB'dir. Bu alana bellekle birlikte işlemcinin erişeceği diğer donanım da dahildir (örneğin ekran kartı). Bu gibi donanımlara erişmek için kullanılan alan genelde 4 GB'lık alanın en son kısmında yer alır. Bu ne demek? Eğer 1 GB'lık belleği olan bir ekran kartınız varsa bu 1 GB'lık belleğe erişim için 4 GB'lık adres alanının sonunda 1 GB'lık alan ayrılır. Diğer sistem donanımlarınız (ses kartı, ethernet kartı vs.) için de bir miktar alan ayrılır. Dolayısıyla 4 GB'lık alanın 1 GB'tan daha büyük bir kısmı kullanılamaz olur. Bu da, piyasada satılan 4 GB belleği ve 1 GB'lık bir ekran kartı olan bir oyun bilgisayarını 32-bitlik bir işletim sistemi ile kullanmak isterseniz en azından 1 GB'lık bir belleği adresleyemezsiniz demektir. Yani size kalır 3 GB'tan daha az bir bellek. Ama siz 4 GB parası vermiştiniz?

Aslında 64 bitlik sistemlerde de durum aynı. Adreslenebilir alanın son 1 GB'tan fazla kısmı ekran kartına ve diğer sistem donanımlarına ayrılır. Ama 64 bit bir sistemin adresleyebileceği alan çok daha fazla bir alan olduğu için bu, en azından şimdilik, muhtemel bellek miktarlarından daha uzak bir noktaya denk geliyor. Kısacası şu, 4 GB'lık belleğinizin tümünü 1 GB'lık ekran kartı olan bir makinede kullanabilirsiniz!

32 bitlik Windows Server işletim sistemlerinin, PAE (Physical Address Extension) sayesinde, 4 GB'tan daha fazlasını adresleyebilmeleri mümkün. Windows XP sürümlerinin böyle bir şansı yok. Bunun sebebi de Mark Russinovich'in Technet'teki blog'unda açıklanmış. Burada söylenene göre masaüstü işletim sistemlerinde 4 GB sınırını koyan donanımların sürücüleri. Bu sürücülerin 4 GB sınırlarla tasarlanmış olmaları ve PAE eklentileri ile daha yüksek bellek miktarlarınında yapılan denemelerde ciddi sistem hatalarına yol açmaları. Bu yüzden Microsoft, Windows XP 4 GB sınırı koymuş. Elbette bu, Windows XP'nin 64 bitlik sürümleri için geçerli değil.

Windows Vista yüklü bir bilgisayarda ne kadar belleğiniz olduğunu ve bunun ne kadarını kullanabildiğinizi görmek için Sistem Bilgisi'ni (msinfo32.exe) kullanabilirsiniz.

Yukarıdaki Sistem Bilgisi penceresinde görüldüğü gibi bilgisayardaki toplam fiziksel bellek (Installed Physical Memory) 4 GB olmasına rağmen, kullanılabilir fiziksel bellek (Total Physical Memory) sadece 3,48 GB. Aradaki farkın hangi donanımlar tarafından kullanıldığını görmek isterseniz Aygıt Yöneticisini kullanabilirsiniz.

Masaüstü bilgisayarlarımızda 512 MB kullandığımız günlerden 4 GB'lık sistemlere geçiş çok hızlı oldu. Bu konuda Windows Vista'nın payı büyük (!). Ama Windows 7, Vista'ya kıyasla daha az bellek kullanıyor. Bu sebeple 4 GB sınırı bir süre daha 32 bitlik işletim sistemi kullananları rahatsız etmeyecek gibi. Bunun için Microsoft da Windows 7'nin 32 bitlik sürümlerini çıkarıyor. Ama gelecek 64 bitte. Er ya da geç 64 bit sürücülerin yaygınlaştığı, uygulama uyumsuzluklarının kalmadığı bir gün gelecek.

7.08.2009

Uzak masaüstü bağlantısı üzerinden yazıcı yönlendirmesi

Uzak masaüstü bağlantısının (RDP) güzel bir özelliği de istemci bilgisayardaki kaynakları sunucu üzerinden kullanabilme imkanı sunması. Bilgisayarınıza fiziksel olarak bağlı olan yazıcıyı uzak masaüstü yaptığınız sunucu ekranında da görebilir ve çıktı alabilirsiniz.

Ama her zaman değil! Bazı yazıcılar için bu iş beklendiği kadar düzgün çalışmıyor. Bugün bir bilgisayarda uzak masaüstü bağlantı ekranında "yazıcılara bağlan" kutusunu işaretlememe rağmen sunucu ekranında yazıcıyı göremedim. Sistem olay kayıtlarını incelerken TermServDevices kaynaklı #1111 hataları ile karşılaştım. Sürücünün bilinmediğini ve bir sonraki bağlantı öncesinde sürücünün yüklenmesi gerektiğini söylüyordu.

Microsoft Support sitesinde KB302361 makalesini buldum ama burada söylenenler derdime derman olmadı. Experts-exchange.com'da bulduğum bu yazı da bunun gayet sık karşılaşılan bir sorun olduğunu ve sürücünün sunucu üzerinde kurulması ile sorunun halledileceğini söylüyordu. Söylenene göre bazı durumlarda yazıcının sürücüsünün sunucu üzerine kurulması yeterli olurken bazı durumlarda yazıcının fiziksel olarak sunucuya bağlanması gerekiyormuş. Bu biraz zor olacak. Onun yerine şunu denedim: istemcideki yazıcıyı paylaştırdım. Sunucudan, istemcideki paylaştırılan yazıcıya bağlandım. Bu işlem sırasında gerekli sürücü dosyaları sunucuya aktarıldı. Daha sonra yazıcıyı kaldırdım. Elbette bu işlem az önce aktarılan sürücü dosyalarını silmediği için sorun yok. Daha sonra uzak masaüstü bağlantısını tekrarladım ve yazıcım nihayet göründü. Her zaman bu kadar kolay olmayabilir. Bir dahaki sefere yazıcıyı kucaklayıp sunucuya bağlamak zorunda kalabilirim!